Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), 1 Ocak 2011'den itibaren konut ya da ticari gayrimenkul değerlerinin BDDK ya da SPK'dan lisanslı şirketlerce belirlenmesini mecburi hale getirdi.
Bu değerleri bugüne kadar bankalar kendileri belirliyordu. Yeni uygulamayla değerleme firmalarının sayısının ve sektördeki istihdamın artması bekleniyor.
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası (HKMO) Bursa Şubesi Başkanı Ufuk Ay, BDDK'nın 17 Aralık 2010 tarihinde "kredi teminat oranları"yla ilgili çok önemli bir karar aldığını söyledi. ABD'de başlayan ve küresel boyuta ulaşan "mortgage krizine" dikkat çeken Ay, kri hipnoz tedavisi zin bankaların risk iştahının ortaya çıkardığı "varlık balonu" yüzünden patlak verdiğini hatırlattı.
Türkiye'de de son yıllarda özellikle konut kredilerinde büyük artış olduğunu kaydeden Ufuk Ay, "Ülkemizde yaygınlaşan konut kredilerinde bankalar arası rekabet yüzünden ekonomiyi tehdit edecek risklerin oluşma ihtimali belirdi. Bankalar arasında konut değerinin yüzde 90'ına varan kredilendirmeler yapanlar var. Yasal incelemesi tamamlanmadan veya yetkili uzmanlarca hazırlanmayan ekspertiz (değerleme) raporlarına göre konut kredileri kullandırılıyor" diye konuştu.
BDDK'nın küresel krizden önemli dersler çıkardığını dile getiren HKMO Başkanı Ufuk Ay, BDDK'nın riskleri gördüğünü ve 17 Aralık tarihinde bankaların risk alma politikaları ile kredilerinin teminatları arasında makul bir ilişki kurmalarını ön görerek yeni bir düzenlemeye gittiğini söyledi. Ufuk Ay, BDDK'nın yeni kararının ayrıntılarını şöyle açıkladı:
"Düzenleme özetle bankaların uluslararası finans literatüründe 'loan to value (LTV)' ve ülkemizde 'kredinin teminata oranı (KTO)' olarak adlandırılan oranlarına düzenleme getirmeyi hedefliyor. Buna göre, 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren konut kredilerinde veya konut teminatı altında kullandırılacak tüketici kredisinde gayrimenkul değerinin yüzde 75'inin aşılmaması; ticari gayrimenkul alımı için kullandırılacak ticari kredilerde ise kredi tutarının teminata konu olacak gayrimenkul değerinin yüzde 50'sinin aşılmaması; söz konusu sınırın belirlenmesinde esas alınacak teminata konu olan konutların ya da ticari gayrimenkullerin değerinin belirlenmesinde ise BDDK veya SPK tarafından yetkilendirilmiş değerleme şirketlerince tespit edilmesi mecburiyeti getirildi."
Uzman kurumlarca yapılacak tespitle müşterinin mağdur edilmeyeceğini, bankacılık sektörünün karlılığı ve tüketim iştahının cari açığa dönüştüğü toplumumuzda ekonomik dengelerin korunacağını ifade eden Ay, "BDDK'nın aldığı bu önemli karar, muhtemel ekonomik riskleri önleyeceği gibi, yeni gelişmekte olan değerleme sektörüne de hız kazandıracak. Ayrıca yetkilendirilmiş bu şirketlerde çalışan başta harita ve kadastro mühendisleri olmak üzere mimar, mühendis ve şehir plancılarının hakları da korunmuş olacak, mühendis istihdamı artacak" dedi.
Kategori : GÜNCEL